Türk Dil Kurumu’nun (TDK), “müsait”, “esnaf”, “kirli” kelimelerini tanımlarken kadınları aşağılayan ifadeler kullanıldığı iddiasıyla tartışma yaşanmıştı. En son yaşanan tartışmada; sözlükte “kirli” kelimesinin karşılıklarından biri için “Aybaşı durumunda bulunan (kadın)” yazılmasının belirlenmesi üzerine yine tepkileri üzerine çeken TDK, yeni sözlük için harekete geçti.
SÖZLÜKTE 117 BİN SÖZCÜK VAR
Kurum yetkilileri Habertürk’e yaptığı açıklamada, Türkçe Sözlük’ün yaklaşık 3 bin sayfadan oluştuğunu belirterek, sözlüğü oluşturan asıl verinin Şemseddin Sami’nin “Kamûs-ı Türkî” adlı eseri olduğunu ve yeni anlam ile kelimeler eklene eklene bugünkü halini aldığını söyledi. Yetkililer, “Şu anda sözlükte 117 bin söz varlığı, 93 bin madde başı var. Bu kadar kelimeyi tanımlamak kolay iş değil. ‘Vay efendim sözlükte aşağılayıcı tanımlar var.’ Bu tanımlar, halk arasında var. Türkçe sözlüğü hazırlarken TDK masa başında oturup bir kelimeyi tanımlamıyor” dedi.
TARTIŞMALI KELİMELERE ‘MECAZ’ EKLEMESİ
TDK’nın, tanımlama yaparken 1900’lü yıllardan başlayıp taranan ve bilgisayar ortamına aktarılan edebi eserlerden yararlandığını kaydeden yetkililer, sorunun internetteki sözlükte kısaltmaların kullanılmamasından kaynaklandığını söyledi.
TDK yetkilisi şunları dedi: “İnternetteki sözlük ile 2011 baskılı Türkçe Sözlük aynı değil. Bu sözlükte her kelimenin birinci anlamı asıl anlamı. İkinci anlamının yanına varsa mecaz kısaltması yazılır. İnternette kısaltmalara yer verilmemiş” dedi. “Kirli” kelimesinin sözlüğe 1945’te girdiğini belirten yetkililer, “Sanılıyor ki TDK bu anlamları yükledi. Bu sözcük, halk arasında veya herhangi bir yazar tarafından kullanılmış. Biz de oradan almışız. Bu anlamda kullanılmış demişiz ve oraya eklemişiz. ‘Kirli’ sözlükten çıkarılmayacak. Kelimenin başına mecaz kısaltması eklenecek.”
TDK’nın Türkçe Sözlük’ü güncelleme çalışmalarına başlandığını ve yenisinin Dil Bayramı’na yetiştireceklerini açıkladı. Yetkililer, internetteki sözlüğün de güncelleneceğini ve mecaz anlam taşıyan kelimelerin başına kısaltma yazılacağını kaydetti. TDK’nın, internetteki sözlükte aradığı kelimeyi bulamayan ve kuruma “Bu kelimenin karşılığı neden yok” diyenler için düzenleme yapılacağını söyleyen yetkililer, “Google’da olduğu gibi vatandaşa, ‘Bunu mu demek istediniz?’ sorusu yöneltilecek” dedi.
'MECAZ ANLAMI DA SÖZLÜKTE OLMASIN'
Türkiye Kadın Dernekleri Başkanı Canan Güllü, “kirli” kelimesinin anlamın içler acısı olduğunu belirterek, şunları dedi:
“Kadınlığın içinde bulunduğu koşulları tanımlayarak bunlardan dolayı onu kirli sıfatıyla tanımladığınız zaman bakış açınız, değer yargınız her biri bir başka noktaya gitmiş oluyor. Bunu öğrenen hem kadın hem erkek gençler bu bakış açısıyla ilerki yaşlarda değerlendirmeye gidiyorlar. Dolayısıyla mecazi anlamın da olmadığı bir süreci TDK’nın başlatmasını istiyoruz.”
'SÖZLÜK CERRAH GİBİDİR, AYIP-GÜNAH BİLMEZ'
Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevgi Özel, kirli kelimesinin sözlüklerden atılamayacağını belirterek şöyle konuştu: “Bu mantıkla bakarsanız sözlüklerden yüzlerce kelimeyi atmak gerekir. Sözlüklerde bir dilde olan bütün sözcükler olur. Kullanan kullanır kullanmayan kullanmaz. Sözlük bir cerrah gibidir. Ayıp, günah şu bu bilmez. TDK’nın açıklamaları doğru. Mecaz kısaltması konulabilir. Kısaltma konulmasa da olur.”
Kaynak: http://m.milliyet.com.tr/-musait-ve-kirli-tartismasi-gundem-2240982/
İSTANBUL (AA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kadına yönelik şiddetin, kadına yönelik mağduriyetin sadece Türkiye'de yaşayanlar için değil mülteci kadınlar için de geçerli olduğunu belirterek, "Mülteci kadınların da yaşadıkları sorunların bir şekliyle ele alınıp çözülmesi gerektiği konusunda ortak bir görüş sağlandı." dedi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) tarafından İnsan Toplum ve Teknoloji Derneği ve Leadership Research & Consulting iş birliğiyle
"Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Ağlarda Sahte Hesap Kullanım Eğilimi Araştırma Projesi" yapıldı. İÜ Enformatik Bölümü
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Gürsul'un yürütücülüğünde, bölüm başkanı Prof. Dr. Sevinç Gülseçen ve Türkiye Kadın
Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü'nün danışmanlığında, İÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülin Terek
Ünal'ın koordinatörlüğünde gerçekleştirilen araştırma, İstanbul'daki üniversite öğrencilerinin sosyal medyada sahte hesap
oluşturma eğilimlerini belirleyip, bunun nedenlerini ortaya koyarak, sorunlara çözüm önerileri sunmayı amaçladı.
Araştırma için veriler, 14-19 Nisan'da "www.NedenSahteHesap.com" adresi üzerinden öğrencilerin şifreli erişimiyle online
ortamda toplandı. Araştırmaya, İstanbul'da 38 üniversiteden 573 kadın ve 515 erkek olmak üzere bin 88 üniversite öğrencisi
katıldı. "Sosyal medyada kullandığınız sahte hesap var mı?" sorusuna katılımcıların yüzde 25,8'si "evet", yüzde 3,2'si "yok ama
açmayı düşünüyorum", yüzde 71,1'i ise "yok" yanıtını verdi. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 24,3'ünün, erkeklerin ise
yüzde 27,4'ünün sahte hesap kullandığı saptandı. Sahte hesaplar arasında, Facebook'un yüzde 58,6, Twitter'ın yüzde 46,
Instagram'ın yüzde 44,1 oranında kullanıldığı ortaya çıktı.
İŞTE O NEDENLER
Sahte hesap kullanan kadınların Instagram (yüzde 54,5), Facebook (yüzde 47,8) ve Twitter'ı (yüzde 41), erkeklerin Facebook
(yüzde 70,1), Twitter (yüzde 51,2) ve Instagram'ı (yüzde 33,1) tercih ettiği belirlendi. Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıları
sahte hesap kullanmaya iten nedenler şöyle:
"Eski sevgiliyi rahat takip edebilme (yüzde 41), sevmediği/bozuştuğu arkadaşı rahat takip edebilme (yüzde 31), aile/akrabadan
gizlenme (yüzde 21,5), oyunlarda ekstra fayda sağlama (yüzde 21,5), siyasi görüşü daha rahat ifade edebilme (yüzde 19,9),
sevgili olarak arkadaş edinme (yüzde 11,9), kendisini gizleyerek küfürlü yazabilme (yüzde 9,2), ticari amaçlı (yüzde 7,7), daha
kuvvetli bir karakter için (yüzde 6,5), spam ya da reklamdan kaçınma (yüzde 5,7), gerçek hesabı daha popüler hale getirme
(yüzde 5,4), daha iyi fiziki görüntü (yakışıklı, güzel) için (yüzde 5,4), cinsiyeti farklı gösterme (yüzde 5), ünlü gibi görünme (yüzde 4,6)
, intikam ya da cezalandırma için (yüzde 3,4), yaşı farklı (büyük ya da küçük) gösterme (yüzde 3,4), pornografik içerik (yüzde 2,7),
sanal ortamda siyasi taciz/rahatsız etme (yüzde 2,7), dolandırıcılık (yüzde 1,9), sanal ortamda cinsel taciz / rahatsız etme (yüzde 1,5)"
Kadın katılımcıların sahte hesap kullanma nedenlerinin yüzde 56,7'si "eski sevgiliyi rahat takip edebilme", yüzde 44,8'i
"sevmediği/bozuştuğu arkadaşı rahat takip edebilme", yüzde 18,7'si "aile/akrabalardan gizlenme", yüzde 17,9'u "oyunlardan ekstra
fayda sağlama", erkek katılımcıların sahte hesap kullanma nedenlerinin yüzde 25,2'si "oyunlarda ekstra fayda sağlama",
yüzde 25,2'si "siyasi görüşünü daha rahat ifade edebilme", yüzde 24,4'ü "aile/akrabalardan gizlenme", yüzde 24,4'ü "eski sevgiliyi
rahat takip edebilme" olarak sıralandı.
BASKILARDAN KAÇMAK İÇİN...
Araştırmanın değerlendirme bölümünde, eski sevgiliyi takip edebilme ve aile/akrabalardan gizlenme amacıyla sahte hesap kullanmanın
nedenleri arasında, ataerkil yapıdan gelen gelenekçi anlayış ve özel hayatın paylaşılmak istenmemesinin gösterilebileceği belirtildi.
Kadınların sahte hesap açma nedenleri arasında sanal ortamda takip ettikleri veya arkadaş oldukları kişileri, aile ya da mahalle
baskısı nedeniyle çevrelerinden gizleme güdüsünün yer aldığı aktarılan bölümde, erkeklerin çoğunlukla oyun oynamak amacıyla
sahte hesap kullanmalarının onların ataerkil yapının baskısından kadınlar kadar etkilenmediği şeklinde yorumlanabileceği kaydedildi.
Araştırmanın son bölümünde, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Üniversitelerin kadın araştırma merkezleri eğitimlerle flört şiddeti hakkında bilgilendirici broşürler ve eğitimler düzenlemeli, gerekirse bu
konuda çalışan sivil toplum kuruluşlarından destek alınmalıdır. Üniversite öğrencilerinin siyasi görüşlerini doğru ve yerinde ifade edebilmeleri
için sadece öğrenci kulüpleri değil, siyasi partilerin gençlik kolları ve sivil toplum kuruluşlarında deneyim kazanmaları önemlidir. Toplumsal
cinsiyet eşitliği eğitimi, eğitim-öğretim kurumlarının müfredatına eklenmelidir. Araştırmada elde edilen bulgu ve sonuçlara göre yaklaşık olarak
her dört öğrenciden birinin kendini rahat ifade edebilmek ve baskılardan kaçınmak için sahte hesap kullanmaya yöneldikleri görülmektedir.
Bu durumun aşılması, Türkiye'de yüksek nitelikli insan hakları ve temel özgürlüklere saygılı demokratik bir yapının pekişmesine bağlıdır."
Kaynak: http://mobil.hurriyet.com.tr/sahte-sosyal-medya-hesaplariyla-ilgili-carpici-arastirma-40092826?utm_source=t.co&utm_medium=
post&utm_term=post&utm_content=sahte-sosyal-medya-hesaplariyla-ilgili-carpici-arastirma&utm_campaign=sahte-sosyal-medya-
hesaplariyla-ilgili-carpici-arastirma_egitim_sondakikahaberleri_sosyalmedya
© Copyrıght 2019 Tüm Hakları Saklıdır. Trim Ajans