Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun tuttuğu kadın cinayetleri istatistiği, kadın cinayetlerindeki iç karartan tablonun değişmediğini gözler önüne serdi. Son 1 yılda 367 kadın, erkekler tarafından katledildi. Her geçen gün artan kadın cinayetlerini ve şüpheli ölümleri kadın hareketi temsilcileri Milliyet'e değerlendirdi.
‘VAHŞET ARTIYOR’
Kadın cinayetlerinin önlenememesini yasal boşluklar ve kadın politikasında yaşanan eksikliklere bağlayan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Canan Güllü, ceza kanununda kadına şiddetin tanımlı bir maddesi bulunmadığına dikkat çekti: “Şiddeti uygulayan fail, yaptığı şiddetle ilgili ceza almadığı müddetçe kadın cinayetleri artacaktır. Önlem alınmadıkça cinayetler azalmaz. Diğer taraftan, vahşetin boyutu her geçen gün artıyor. Kadınları daha çok geleneksel bir yapının içine zorlayan bir görüş de zorlanmaya başlandı. Ordu’da katledilen Ceren Damar ve İstanbul’da katledilen Başak Cengiz gibi. Kadınlar artık bir yakını, eşi ya da sevgilisi dışındaki erkekler tarafından da katlediliyor. Bu şiddetin ve cinayetlerin önüne geçilmesi için, kadın bakanlığının oluşması, kadın politikalarının hayata geçmesi ve yine TCK’ya bir şiddet tanımının konulması gerekiyor.”
‘YÜZLERCE ŞÜPHELİ ÖLÜM’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatlarından Rukiye Leyla Süren de şu değerlendirmeyi yaptı:
“2021’de şüpheli ölüm oranları çok yükseldi. Sadece ekim ayında katledilen 18 kadından 12’sinin ölümü şüpheliydi. Yüzlerce kadının ölümü şüpheli. Şüpheli ölümler hem yaşayan kadınlar hem de katledilen kadınlar açısında önemli. Çünkü bir ölümü şüpheli bıraktığınızda başka bir kadının öldürülmesi içinde bir reçete sunmakta. Bu yıl şunu gördük; samuray kılıcıyla bir kadın katledildi ve şu dendi; ‘Kadın güçsüz ve bana karşılık veremez.’ Her zaman söylediğimiz gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadının toplumda güçsüz bir alana hapsedilmesi ve toplumda, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili, eğitimde, politika gerekli adımların atılmaması sebebiyle bir erkek eline geçirdiği samuray kılıcıyla sokağa çıkıp bir kadını rahatlıkla öldürebileceğini düşünmekte. 2021, kadınlar için acı bir yıl oldu. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği açısından 2021’in çok iyi değerlendirilmesi ve raporlandırılması gerekiyor. Politikada, üniversitede, sokakta her yerde kadınların uğradığı şiddet ve istismarın nasıl son bulacağı konusunda seferberlik açısından çalışılması gerekiyor. Her bir kadın cinayetinde bir iki günlük infial ile bir iki günlük geçici sözlerle artık kadınların yaralarına çare bulamayacağını biliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yok edecek politikaların üretilmesini istiyoruz.”
‘YASALAR ETKİN UYGULANMIYOR’
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu da Türkiye’de kadın cinayetlerinin artık kanıksanmış durumda olduğuna işaret ederek, “Eğitim mekanizmaları yetersiz. Bizler hep faillerin en ağır cezayı almasını söylüyoruz. Ancak bu sadece faillerin en ağır cezayı almasıyla son bulacak bir durum değil. Ağır cezanın yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri de verilmeli. Türkiye’de cinsiyetçi söylemler çok fazla bu cinayetleri körüklüyor. Bir de gece yarısı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik. Bu durum failleri daha cesaretlendirdi, kadın cinayetleri arttı. Yasalar etkin uygulanmaması erkekleri cesaretlendiriyor” dedi.
13 YILDA 3719 KADIN KATLEDİLDİ
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun tuttuğu 13 yıllık kadın cinayetleri istatistiğine göre; 2008 ile 2021 yılları arasında 3719 kadın katledildi. Kadın cinayetlerinin yıllara göre dağılımı ise şöyle:
Haber: Çiğdem Yılmaz
Kaynak: Milliyet
Tamamını okumak için tıklayınız
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
DetayAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
DetayDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
Detay