Kadınların eşitlik mücadelesinin başladığı ilk yıllar Osmanlı İmparatorluğu dönemidir. Tüm görünmez kılınmalara karşın dirayetle ve inatla eşitlik için küçük ama zamanın engellemeleri düşünüldüğünde kocaman adımlar olan ve koşar adımlara dönüşen bir zemin oluşturmuştur kadın mücadelesi için.
Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı mücadelesi, bizim eşitlik mücadelesinin yanı sıra cephe gerisinde ve cephede de yer alarak diğer alanlarda da büyük cesaret ve başarı sağladığımız zamanlardı. İşte kimilerine göre kadınlara hakları altın tepside sunuldu denilenin aksine süreçleri ve batı feminizminin yakın takipçisi Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin ilanından sonra kadınlara birey olma hakkı olarak tanımlanan seçme ve seçilme hakkı konusunu arkadaşları ile istişare etmiştir. Ta ki ilan edilinceye kadar defalarca mecliste kadınlara bu hakkın verilmesi dönemin din insanlarını temsil eden vekiller tarafından red olunmuştur. Zamanın meclis tutanakları aslında bugünün de yansımaları olan kadınları ikincil gören zihniyet sözcükleri ile doludur bu bakımdan.
En sonunda 1934 yılında kabul edilen yasa ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Asıl mesele bu hakkın bugüne kadar layıkıyla kullanılıp kullanılmadığıdır.
Bugün parlamentoda halkı temsil edilen 600 milletvekilinin ya da yerelde 30 büyükşehir belediye başkanının kaçı kadındır sorusuna aldığımız boynumuzu büken cevaplardır.
Eşit temsil konusunun ötesinde temsil edilme hakkının ve dahi seçebilme özgürlüğünün olmadığı bir ülkede yaşadığımızı hepimiz farkındayız. Dayatılan adaylarla seçme, eş dost akrabadan kadınlarla belirlenen adaylarla da seçilme özgürlüğümüz elimizden alınarak bugünlere geldik.
Önümüzdeki seçimlerde temsilde eşitlik istiyoruz.
Fermuar sistem ile seçilebilecek yerden adaylaştırılmak istiyoruz. Türkiye’nin vizyonu ve kalkınmanın geleceği içinde kadınlar olmadan asla gerçekçi olamaz.
İşte bu yüzden diyoruz ki “Cumhuriyetin 100. yılında kadın erkek eşitliğinin sağlanması için atılacak ilk adım temsilde eşitliktir.” Safınızı belirleyin, kadınlardan oy istiyorsanız kadınları siyasete alın, temsil alanlarını paylaşın, dinazorlaşan eril siyaseti eşit siyasete dönüştürün.
Saygılarımızla,
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Adına
Başkan
Canan GÜLLÜ
Tamamını okumak için tıklayınız
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
Detay
AKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
Detay
Dernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
Detay