Adana'da kendisine şiddet uygulayan, fuhuşa sürüklemek isteyen evli olduğu Hasan Karabulut'u öldürmek zorunda kalan ve 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Çilem Doğan için Yargıtay kararını verdi.
Ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan Doğan, ‘haksız tahrik’ve ‘iyi hal’ indirimleriyle 15 yıl hapis cezasına çarptırılmış, Yargıtay tarafından cezası kesinleştirilene kadar 50 bin lira kefaletle serbest bırakılmıştı. Öldürdüğü eşinin ailesiyse karara itiraz etmiş, mahkeme ise bu itirazı reddetmişti.
Yargıtay, Doğan’ın cezasını onadı. Bu kararın ardından, Eylül 2016’da tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Doğan bir kez daha hapse girecek.
"8 YAŞINDAKİ KIZIMI MAHKUM ETTİLER"
Hapis cezasının onanmasının ardından DHA’ya konuşan Çilem Doğan, böyle bir karar beklemediğini ve büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Yıllarca şiddet gördüğünü ve kızıyla hayatta kalma mücadelesi verdiğini dile getiren Doğan, “Bu kararla aslında beni değil 8 yaşındaki kız çocuğunu hapsettiler. 8 yaşındaki kız çocuğu hem annesiz hem babasız büyüyecek. Beni aslında mahkum etmediler. 8 yaşındaki bir kız çocuğunu sahipsiz bıraktılar. Çok üzgünüm. Adalete olan inancımı kaybettim. Mücadelemiz devam edeceğiz. Bir şekilde kazanacağız” dedi.
KARA, CEZA GENEL KURULU'NA TAŞINACAK
Doğan’ın avukatı İsa Ayanoğlu ise alınan kararı Ceza Genel Kurulu’na taşıyıp karar düzeltme talep edeceklerini ve bu durumun adil olmadığını belirterek, kararın erkek şiddetini cesaretlendireceğini ifade etti.
KADINLAR, BERAAT İSTEMİŞTİ
Ülkenin dört bir yanından kadınlar ve kadın örgütleri #YargıtayÇilemiGör etiketiyle sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda, Doğan için beraat kararı verilmesini talep etmişti. Çilem Doğan’ın 9 kez korunma kararı aldığına ama korunmadığına dikkat çeken kadınlar, “Hayatımızı savunmak suç değildir! Hiçbir kadının kirpiği yere düşmeyecek. Ellerimiz Çilem’in ellerinde, gözümüz kulağımız erkek yargıda” demişti.
MEŞRU SAVUNMA
Çilem Doğan, kendisine yıllarca sistematik şiddet uygulayan Hasan Karabulut’u 8 Temmuz 2015’te tabancayla öldürmüştü. Tutuklanan Doğan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmış, tahrik ve iyi hal indirimi ile 15 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme, Doğan’ı 20 Haziran 2016’da 50 bin TL kefalet, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliye etmiş, dosya Yargıtay’a gönderilmişti.
Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’nde geçen ay görülen duruşmaya onlarca feminist avukat katılmıştı. Avukatlar, Çilem Doğan’ın öldürülmek istenirken öldürdüğünü, dolayısıyla olayın meşru savunma olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak genç kadının beraatını talep etmişti. Av. Songül Yılmaz, “Devlet mekanizması kadınları erkek şiddetinden koruyamıyor. Erkekleri engelleyemiyor. Engellenmeyen erkekler nedeniyle kendini korumak zorunda kalan kadınların meşru savunma hükümlerinden yararlanması gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı.
***
İstanbul Sözleşmesi’nden ve laiklikten vazgeçmiyoruz!
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF), kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin geçen ay düzenlediği 3 günlük çalıştayın sonuç bildirisi dün yayımlandı. TKDF ile 15 baronun kadın hakları merkezinin imzasını taşıyan bildiride, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçme kararı sonrası kadın cinayetleri, şiddet, tecavüz vakalarında artış yaşandığı belirtildi. Çekilme kararının yayımlandığı 20 Mart’tan bu yana 200 kadının katledildiğine dikkat çekilen bildiride, “Bu vahim tablo bile İstanbul Sözleşmesi’nin önemini ve uygulanmasının gerekliliğini gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi hayat kurtarır, yaşatır! İstanbul Sözleşmesi’nden, laiklikten ve demokrasiden asla vazgeçmiyoruz” dendi.
ÇİLEM'DEN MEKTUP
Çilem Doğan, hakkında verilen kararın ardından sosyal medya hesabı Instagram üzerinden yaptığı paylaşım ile tüm kadınlara seslendi.
Doğan, cezaevine girmeden önce kadınlara mektup yazarak şunları söyledi:
“15 yıl cezayı onayarak, Çilem Doğan’ı hapsetmediniz. Siz 8 yaşındaki bir çocuğu ve dünyadaki bütün kadınları hapsettiniz.
Erkek adaletten bir şey beklemedik, beklemiyoruz. Yine bizi yanıltmadı.
Biz kadınlar ‘Kirpiğimiz yere düşmesin’ diye omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz.
Kızım ‘Mira Su’ siz kadınlara emanet.
Kadın mücadelesi kazanacak.
Bütün kadınları dayanışmasının sıcaklığıyla kucaklıyorum…”
Kaynak: BirGün
انقر للقراءة كاملة
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
التفاصيلAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
التفاصيلDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
التفاصيل