Anayasalar temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan, yönetim biçimi ve devletin niteliğini ortaya koyan üst metinlerdir.
Kadınlar arasında başı açık-başı örtülü ayrımı yapan değişiklik teklifi , bu anlamda son derece ayrımcı ve tehlikelidir. Kıyafete ilişkin düzenlemelerin yeri Anayasa değildir. Asıl sorun; ülkenin gerçek sorunlarının göz ardı edilerek, kadınların giyimlerinde sorun varmış algısı yaratılarak siyasete alet edilmeye çalışılmasıdır. Giderek artan kadına yönelik şiddet, kadınların göz göre göre katledilmesi, koruma tedbirlerinin ve yasaların etkin uygulanmaması , 6 yaşındaki çocukların evlendirilip istismara boyun eğdirilmesi, kadın
yoksulluğunun artması, fırsatlara ve hizmetlere erişmekte yaşanan eşitsizlikler ve engellerin yanında ,bu sorunlar hiç yokmuşçasına ne yazık ki yine erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakkümlerini devam ettirerek, kadınların giyimleri üzerinden bir siyaset yürüttüklerine tanık oluyoruz.
Anayasa’nın 24. ve 41. Maddelerinde halihazırda iddia edilen saiklerle bir anayasa değişikliği yapılmasına gerek yoktur. Kadınların kıyafetlerine karışılacağına, öncelikle kadınların yaşam haklarının güvence altına alınması sağlanmalıdır. Kadınlar için koruma kalkanı olan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkan zihniyetin, kadınların eşitlik ve özgürlüğü ile ilgili güvenilmezliği
bir yana, kadınlara şiddetsiz bir yaşam hakkı tanımak ve gerekli güvenceleri sağlamak yerine, kadınları kıyafetleri üzerinden kategorize ederek ayrıştırması; yapılması planlanan anayasa değişikliğinin gerçek iç yüzünü deşifre etmektedir.
Yapılması planlanan Anayasa değişikliğinin yapay bir siyasal gündem yaratmak amacında ve eşitlik laflarıyla eşitliğin ortadan kaldırılmasına yönelik olduğu çok açıktır. Kadınların haklarının, özgürlüklerinin, eşitlik ve laiklik ilkelerinin anayasal kılıfa büründürülerek yok edilmesine izin vermeyeceğiz!
Bildirnin
انقر للقراءة كاملة
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
التفاصيلAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
التفاصيلDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
التفاصيل