Kadına yönelik şiddet bir insan hakları sorunudur ve temelde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden kaynaklanmaktadır. Son 10 yılda işlenen her 5 kadın cinayetinden biri boşanma/ayrılık aşamasında, boşanmak ya da ayrılmak isteyen kadına karşı gerçekleştirilmiştir. Bunu kıskançlık, reddedilme, ‘’sözde namus/töre saikiyle işlenen cinayetler izlemektedir. Öldürülen her 5 kadından 1’i öldürülmeden önce şiddet, tehdit veya tacize uğramıştır.
Durum bu kadar vahim iken; Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nın tek taraflı keyfiliği ile kadınların koruma kalkanı olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadınları şiddete karşı daha korunmasız bir duruma getirdiği gibi, en temel insan hakkı olan yaşam hakkının yok edilmesine neden olmaktadır. TBMM’nin iradesini hiçe sayarak verilen çekilme kararının hiçbir hukuksal dayanağı yoktur.
Kadınlar öldürülürken, her türlü şiddete maruz kalırken, yurtlarda çocuklar tecavüze uğrarken ses çıkarmayanlar, konseri esnasındaki ifadeleri nedeniyle cezasının üst sınırı bile tutuklama gerektirmeyen suç isnadıyla orantısız ve hukuka aykırı şekilde bir kadın sanatçının tutuklanmasına zafer çığlıkları atıyorlar. Sosyal sınıf kavramının içi boşaltılarak, insanlar gruplara ayrılarak birbirine düşmanlaştırılmaya çalışılıyor. Ülkemizde adalet sistemi, hukuksal normlardan ve evrensel temel değerlerden uzaklaştırılarak, kişiye özgü uygulamalarla sürekli örseleniyor.
Geçen bildirimizde olduğu gibi bir kez daha tekrar ediyoruz: Kadınların her gün katledilişine, şiddete maruz kalmasına ve alenen aşağılanmasına sessiz kalan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ismi bir an önce ‘’KADIN BAKANLIĞI’’ olarak değiştirilmeli ve kadınları koruyamayan işlevsizliğine acilen son verilerek, yasaların uygulanmasını sağlamakla görevli olduğunu hatırlaması sağlanmalıdır.
Her türlü saldırıya rağmen eşit ve özgürce bir yaşamı ve haklarımızı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Dünya daha iyi ve daha güzel bir yer olacaksa, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi sayesinde olacaktır.
İstanbul Sözleşmesi Bizim ! İstanbul Sözleşmesi Yaşatır ! İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz !
Bildirinin
برای مطالعه کامل کلیک کنید
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
جزئیاتAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
جزئیاتDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
جزئیات