Danıştay’ın kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden resmen çıkılmasına yönelik tepkiler büyüyor. Kadın örgütleri temsilcileri “Hukuksuz bir karar. Afganistan’daki kadınlara yapılanları bize yapmalarına izin vermeyeceğiz” dedi.
Kadınları erkek şiddetini karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik Danıştay’ın verdiği karara kadın örgütleri isyan etti. Kararla kadın katillerine cesaret verildiğini savunan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, sözleşmenin siyasi malzeme olarak kullanıldığını söyledi. Sözleşmeden hukuksuz biçimde çıkıldığını söyleyen Güllü şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı türban için anayasa değişikliği konusunda 'Topu taca attılar' dedi. Seçim sürecinde konuyu kullanmak için mevzuyu Anayasa Mahkemesi’ne gidecek bir sürece taşıdılar. Niye pazartesi günü açıkladılar? Ayın beşinde 6’lı Masa toplanacak. Bu 6’lı Masa’nın konularından birine dokundular. Ortalığı karıştırmak adına bu sürecin kullanıldığını görüyoruz. İktidarda kalmak için her yolu deneyen bir parti var.”
ŞİDDET SON BULMADI
Toplumun bu şekilde zaten sokağa çekilmek istendiğini söyleyen Güllü sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar her zaman sokaklarda hakkını aradı. Biz bugüne kadar hukuki yolları denedik. Bu ülkenin kadınları ‘Afganistan’ kadınları olmayacak.”
Canan Güllü, TKDF’nin 2022 raporuna göre son bir yılda 381 kadının katlediğidini de anımsatarak “381 kadın cinayetinin her birinde iktidarın eli var. Ölen kadınların her birinde bu karardan vazgeçerek imza atanların, bu kararın uygulanmasında normal olarak etkin olarak çalışarak yasayı uygulamayanların, önlem almayanların eli var. Önlem almayan herkesi katil olarak nitelendiriyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, faillere cezasızlık önünde verdiği bir güç. Katiller bu gücü kullanıyor. Biz mevcut iktidardan umudu kestik. Yeni iktidarlar için mücadele vereceğiz" dedi.
YAPILAN HUKUKSUZLUKTUR
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platform'u Genel Temsilcisi Gülsüm Kav da sürecin hukuksuz yürütüldüğünü vurgulayarak “Sözleşme hala yürürlükte ve çekilme kararı da hukuksuzdur. Böyle bir hukuksuzluğun Danıştay tarafından onaylanması da utanç vericidir. Adalet sistemine olan güvenin sarsıldığını biliyoruz” dedi. Kadınların, İstanbul Sözleşmesi için tarihi bir mücadele verdiğini söyleyen Kav, şu ifadeleri kullandı: “4 duruşma boyunca kadınlar çok güçlü bir şekilde hukuki mücadelesini yürüttü. Önceki kararda da şimdikinde de oyçokluğu var. Neyse ki hukuk tamamen ölmemiş diyebiliyoruz. Bizi asla susturamayacaklar. İmzaları atanlar gelip geçici. Onları kimse hatırlamayacak. Kadın hakları ise evrenseldir ve yüzyıllarca yaşayacak. Toplumu tek tipleştirmeye çalışan ve tek kişinin karar aldığı halini kimse kabul etmeyecek. Çok küçük bir azınlığın, tarikatların oyunu kaybetmemek için şiddete maruz kalan herkesi kurban ediyorlar. Bu kararın hukuki olduğuna kimseyi inandıramayacaklar. İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmanın politik mücadelesini de vermeye devam edeceğiz.”
KARAR DERHAL ÇEKİLMELİ
Sol Feminist Hareket üyesi Avukat Damla Yıldırım ise kadınların, süreci Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağını anımsatarak “Burada açıkça bir Anayasa’ya aykırılık var. Türkiye resmi olarak çekilmiş durumda ve taraf değil. Ama 6251 Sayılı Onay Kanunu ve sözleşme maddeleri hala yürürlükte. Dolayısıyla hala Sözleşmeye uyulması gerekiyor. Danıştay’ın kararı hukuki bir karar değil” dedi. Kadın cinayetlerindeki artışa dikkat çeken Yıldırım, “Sözleşmeden çekilmek, hatta 6284 sayılı kanunu hedef alan politik söylemler de bulunmak failleri cesaretlendirdi.etkin uygulanmayışı, cezasızlık ve her şeyden de önce şiddeti meşrulaştıran söylemler ile kadın cinayetleri her gün daha da artarak devam etti. Kadına, çocuğa, LGBTİQ bireylere yönelik şiddetle mücadele için sözleşmeye dair bu çekilme kararından derhal vazgeçilmeli ve sözleşmedeki yükümlülüklerin etkin uygulanmalıdır” diye konuştu.
TEK ADAM REJİMİNE HAYIR
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararını onamasını kadınlar tepkiyle karşıladı.
29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararına ilişkin “İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma işleminin Danıştay İDDK’nin çoğunluk oyları ile onanmış olması, kadınların yaşam haklarının, ‘hukuken’ güvencesiz bırakılmasıdır. Ülkenin geleceğine talip olan tüm muhalif partilerin, demokratik kitle örgütlerinin ve geniş halk yığınların içselleştirerek sahip çıktığı Sözleşme, hak mücadelesinin simgesel bir unsuru haline gelmiştir. Ondan vazgeçilmeyecektir. Bu sonuç, kadınların eseridir" dedi. Kadın örgütleri, yaptıkları açıklamalarda İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceklerini belirtti. Eşitlik İçin Kadın Platformu da sosyal medya hesabından “Kendi yapısı hukuka aykırı DİDDK, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını hukuka uygun bulmuş! Türkiye taraf olmayabilir ama 6251 sayılı onay Kanunu ve dolayısıyla Sözleşme maddeleri yasa olarak yürürlükte. İç hukuk yolları hâlâ tükenmedi" denildi. Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu da “Karar kabul edilemez. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak, AKP hükümetinin ve tek adam rejiminin kadın düşmanı yüzünü bir kez daha göstermiştir. İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması talebimizi yükselteceğiz” dedi.
Kaynak: BirGün
برای مطالعه کامل کلیک کنید
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
جزئیاتAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
جزئیاتDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
جزئیات