Canan Güllü: 'Markalar, şiddet uygulanan yayınlara reklam vermesin'

06 آوریل 2022

Canan Güllü: 'Markalar, şiddet uygulanan yayınlara reklam vermesin'

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) önceliğinde sendikalar ve sivil toplum kuruluşları Çalışma Yaşamında Şiddet ve Taciz Sözleşmesi'ne (ILO 190) ilişkin deneyimlerini anlatmak için bir araya geldi. Etkinlikte konuşan TKDF Başkanı Güllü, özel sektörle iş birliği kapsamında yapılan çalışmaları anlatarak, "Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına gayret gösteriyoruz. Sahada bu işbirliğinin kolaylaştırıcı etkilerinden biri olan reklamverenler kısmında şiddet uygulayan dizi ve yayınlara reklam vermeme kararlılığını gösterdik. Çok da faydası oluyor" dedi. 

ILO ve TKDF, bugün "Çalışma Yaşamında Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi - Deneyim Paylaşım Forumu" etkinliğini düzenledi. Etkinlikte, 2019 tarihli Çalışma Yaşamında Şiddet ve Taciz Sözleşmesi'ne (ILO 190) ilişkin sivil toplum kuruluşları ve sendikaların temsilcileri çalışmalarını anlattı. 

Etkinliğin açılış konuşmalarını ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan ve İsveç Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström yaptı.

"TOPLUMDA ZİHNİYET DÖNÜŞÜMÜ SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ"

TKDF Başkanı Canan Güllü ise, çalışma yaşamında kadına yönelik şiddete karşı belediyeler ve özel sektörle yaptıkları çalışmaları aktardı. Güllü, işyeri politika belgeleri hazırlayarak işverenleri ve çalışanları, şiddete karşı bilgilendirdiklerini söyledi. Güllü şunları söyledi:

"Kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve işyerinin bu konuda istekli davranması kadının istihdama erişmesine ve istihdamda sağlam olarak kalabilmesine, güçlü kadın yolunun açılmasına destek oluyor. Sığınakta kalan kadınların, sığınak sonrasında yaşama tutunabilmesi için işyerlerinde kadınların istihdama alınması noktasında işbirliği geliyor. Sığınakta kaldıkları müddet içinde de çalıştıklarında ekonomik olarak güçlenmelerini sağlayan bir süreç hayata geçiyor. 

Hem tüketicisi hem çalışanları ağırlıklı olarak kadın ve gençler olan markalarla toplumda zihniyet dönüşümünü sağlamayı hedefliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına gayret gösteriyoruz. Sahada bu işbirliğinin kolaylaştırıcı etkilerinden biri olan reklamverenler kısmında şiddet uygulayan dizi ve yayınlara reklam vermeme kararlılığını gösterdik. Çok da faydası oluyor."

"TÜRKİYE'NİN ÖRNEK BİR MODEL OLDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜN"

ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, sözleşmenin 11 ülke tarafından onaylandığını, sözleşmeyi onaylamayan ülkelerde de çalışmaların sürdüğünü söyledi. Özcan'ın konuşması şöyle:

"Türkiye'de de bu faaliyetler canlı bir şekilde devam ediyor. Türkiye'nin bu konuda dünyaya örnek bir model uyguladığını söylemek mümkün. İşçi ve işveren örgütleri, kamu çalışanları sendikaları ve konfederasyonları, işletmeler, kadın dernekleri bu konuda aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor. İki yıllık süreçte somut gelişmeler oldu. Sendikalar tarafından sözleşmenin uygulanması için maddeler geliştirildi ve bunlar toplu iş sözleşmelerine eklenir hale geldi. İşyeri politikalarını hazırlayan ve bunu hayata geçiren pek çok özel sektör firması da oldu"

"SÖZLEŞMELER ÖNEMLİDİR, FARK YARATIYOR"

İsveç Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström ise, kendi yaşamı boyunca kadınların haklarında iyileştirmelere şahit olduğunu belirterek, sözleşmelerin kabul edilmesi ve uygulanmasıyla bu sürecin daha iyi işleyeceğini kaydetti. Herrström, "Tarafların bakış açılarının değişmesi ve çeşitlenmesi büyük fark yaratmakta. İşçi ve işveren örgütlerinin davranışları büyük fark yaratıyor. Sözleşmeler önemli, sözleşmeler fark yaratıyor. En azından normatif değişikliklerin ortaya çıkmasında önemliler. Uluslararası bağlamda, ILO sözleşmesinin uygulanması için çalışmaya devam edeceğiz. Sendikalar da toplu iş sözleşmelerine ILO-190'ı daha fazla yansıtmalılar" diye konuştu. 

Kaynak: Medyaport

برای مطالعه کامل کلیک کنید

دیگر اخبار

11 دسامبر 2020

Pakistan mahkemesi, bekaret testinin Anayasa'ya aykırı olduğuna karar verdi

Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.

جزئیات
17 دسامبر 2020

Halkın susması isteniyor

AKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.

جزئیات
02 نوامبر 2012

Kadınlardan STÖ tasarısına tepki: İstediklerini yapamayacaklar

Dernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.

جزئیات