Ressam Şükran Yangın Üst, hem eşitsizlik ve ayrımcılıkla hem de ekonomik krizle boğuşan kadın ressamların desteklenmesi gerektiğini söylüyor: “Bir sergi açmak istesek maliyeti çok yüksek. Boyalar, fırçalar, tuvaller çok pahalı. Kadın ressamlar, sergi açacak parayı bulamıyor. Bize, eserlerimize destek verilmiyor.”
Uluslararası Kadın Sanatçılar Derneği (Femin&Art) Başkanı Şükran Yangın Üst, üretken bir ressam; aynı zamanda Trabzon’da bir güzel sanatlar lisesinde öğretmenlik yapıyor. Kadın cinayetlerine dikkat çekmek, öldürülen kadınları unutturmamak için bugüne dek 3 bin 600 portre çizmiş. Kadın sanatçılara destek verilmediğinden yakınan Üst, “Pek çok projeye bütçe ayrılıyor ama kadın sanatçılara, eserlerine bütçe ayrılmıyor. Eşitsizliğin, ayrımcılığın bitmesi için kadın sanatçıların desteklenmesi gerekiyor” diyor.
Üst ile kadın ressamların sorun ve taleplerini konuştuk.
Ayrımcılık hiç bitmiyor
Kadın ressamların geçmişten bugüne her zaman ayrımcılığa maruz kaldığına dikkat çeken Üst, tarihten örnek veriyor: “Robin’in sevgilisi Camila tüm heykelleri yapmıştır ama Robin, Camille’nin eserlerini kendi eserleri gibi göstererek Camille’yi akıl hastanesine yatırmıştır. Birçok ünlü kadın sanatçı, erkek imzası kullanarak resimlerini yapmıştır. Eskisi kadar olmasa da kadın sanatçılara yönelik baskı ve ayrımcılık günümüzde de hâlâ devam ediyor.”
Türkiye’de de kadın ve erkek eşitsizliğinin had safhada olduğunu söyleyen Üst, bu eşitsizliğin sanat alanında da fazlasıyla hissedildiğini vurguluyor.
Bir sulu boya 450 lira
Ülkede giderek derinleşen ekonomik krizin kadın sanatçıların üretimini son derece olumsuz etkilediğini belirten Üst, yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle anlatıyor:
“Bir sergi açmak istersek maliyeti çok yüksek. Sergi açabilmek için en az 30 eserimizin olması gerekiyor. Boyalar çok çok pahalı. Fırçalar, tuvaller çok pahalı. Bir sulu boya 450 TL, bir tuval 100 TL. Kendi cebimizden boya, tuval, fırça alsak bile çoğu zaman eserlerimizi sergileyecek maddi gücümüz yok. Sergi salonu, davetiyesi derken hiçbir ressam kadın sergi açacak parayı bulamıyor.”
İlgili kamu kurumlardan da destek göremediklerini söyleyen Üst, kadın ressamların ve diğer sanat alanında çalışan kadınların bu nedenle görünür olamadığını ifade ediyor:
“Saatlerce emek harcıyoruz. Ben Anadolu adlı bir resim koleksiyonu yaptım. Birçok ilklere imza atmış olan medeniyetlerin beşiği Anadolu’nun her şehrini bir kadın olarak resimledim ama hâlâ satılmadı. Eğer bu koleksiyonumu verebilseydim Türkiye’de kaybolan çocuklar için bir çalışma yapacaktım. Maalesef kadın ressamların projeleri desteklenmediği için yapamadım.”
Devletin ve toplumun kadın ressamlara sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Üst, “Pek çok projeye bütçe ayrılıyor ama kadın sanatçılara ve eserlerine bütçe ayrılmıyor. Eşitsizliğin, ayrımcılığın bitmesi için sanatın ve kadın sanatçıların desteklenmesi gerekiyor” diye konuşuyor.
Feminizm yaygınlaştıkça görünürlük arttı
Üst, feminist ideolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte kadın ressamların yaşadığı ayrımcılık, emek sömürüsü ve ayrımcılığın azaldığını gözlemlemiş. Kadın ressamların gün geçtikçe güçlendiğini belirten Üst, “Emeklerimiz çoğu zaman görülmese de zamanla büyük değişim ve dönüşümler yaşadık” diyor.
Üst, feminizmin kendisinde ve çevresinde yarattığı dönüşümü ise şöyle anlatıyor:
“Ben, eğitim hayatımın hepsini tamamlayamamıştım. Tüm eğitimlerimi tamamladım ve şu an öğretmenim. Hikâyemi duyan birçok ressam kadın örnek aldı ve kendi eğitimlerini tamamladı. Açık alanlarda resim çizemeyip, bizlere köfte pişiren ressam kadın arkadaşımız şimdi bizlerle resimlerini çizebiliyor. Sergi açabiliyor. Önceden kadın ressamlara eşi ve çocukları saygı duymazken, emeğini görmezken şimdi daha fazla saygı duyuyorlar. Kadın ressamlar artık daha güçlüler. Bunu bizzat gördük, yaşadık, yaşıyoruz.”
Erkeklerin de kadın ressamlara karşı tavrını değiştirmek zorunda kaldığını söyleyen Üst, “Eşi izin vermediği için evinden çıkamayan ressam kadınlar vardı. Bu algıyı yıkmak için çok uğraştık ve başarılı olduk” diye belirtiyor.
Öldürülen her kadın için çiziyor
Ressam Üst, Türkiye’de erkekler tarafından öldürülen her kadın için bir portre çizerek kadın cinayetlerine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Bu ülkede her gün kadınların katledildiğini, erkek şiddetine karşı sanat ile bilinç oluşturmayı hedeflediğini dile getiriyor:
“Türkiye’de 2008-2021 yıllar arasında 3 bin 775 kadın eşleri, yakınları olan veya hiç tanımadıkları erkekler tarafından öldürüldüler. Bu sayı kayıtlara girenler, bir de girmeyenler var, gerçek sayının korkunçluğunu tahmin edebiliriz. Çizdiğim her kadın, yaşamdan koparılan bir kadını temsil ediyor. Portrelerdeki kadınlar hayali figürlerden oluşuyor. Resimlerimde kadınların özgürlüğünü, dik duruşunu, kadın mücadelesini ön plana çıkarıyorum. Okulda, evde, oturduğum kafede, uçakta, her yerde portrelerimi çiziyorum. Suluboya, yağlıboya, çizim noktası gibi birçok resim teknikleri kullanıyorum. Zamanımın çoğunu bu projeye ayırıyorum. Çok emek verdim. Türkiye’de her gün kadınlar öldürülüyor. Şu ana kadar 3 bin 600 portre çizdim ve bu eserlerim sergilendi. Resimlerimi çizmeye devam edeceğim.”
‘Bu kadınlar unutulmasın’
Ressam Üst, öldürülen kadınlar için çizdiği resimlerin mümkün olduğunca yaygınlaşmasını diliyor ve şu hayalini paylaşıyor:
“Ben istiyorum ki bu sergi her yeri dolaşsın ve sanatımız, emeğimiz ile farkındalık yaratabilelim. Ölen kadınlar unutulmasın diye resimlerimin sergileneceği bir anı evi olsun istiyorum. Trabzon Belediyesi’ne bu fikrimi sundum ama bana bir eski ev bile bulamadılar. Keşke İstanbul veya büyük kentlerde bir belediye ev verse ve projemi destekleseler. Orada, hediyelik eşyalar yapıp ölen kadınların çocuklarına eğitim bursu versek… Sözleri, hayatları, sevinçleri, aşkları yarım kalmış kadınlar unutulmasın. Ben öldürülen kadınların unutulup gitmesini istemiyorum. Onları ölümsüzleştirmek istiyorum. Anı evinde çizgilerim, eserlerim, renklerimle yaşasınlar istiyorum.”
İlerleyen zamanlarda sponsor bulabilirse ülkenin pek çok ilinde ve yurtdışında bu resimleri sergilemeyi düşündüğünü belirten Üst, sözlerini şöyle noktalıyor:
“Biz sanatımızla kadınların yaşadığı sorunlara, kadın cinayetlerine, emeğimizin görülmemesine, ayrımcılığa, eşitsizliğe, baskı ve mobbinge karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Kadın ressamların toplumda daha da görünür olması ve emeğinin karşılığını alması için mücadele edeceğiz.”
Kaynak: Kadın İşçi
برای مطالعه کامل کلیک کنید
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
جزئیاتAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
جزئیاتDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
جزئیات