Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Kadın Gazeteciler Komisyonu’nun 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle düzenlediği ‘Medyada Kadına Yönelik Şiddet Haberleri ve Sorunlar’ toplantısında, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından toplumun her kesiminde şiddetin sistematik hale geldiğine dikkat çekildi. Kadına, aile içi şiddete yönelik haberlerin ise yayın yasaklarıyla kamuoyuna duyurulmasının engellenmesinin doğru olmadığına vurgu yapıldı.
‘Kadınların evlerinde bile güvende olmadıklarını’ vurgulayan Güllü, şöyle konuştu: “Aile içi şiddet acil yardım hattımıza, 1-31 Ekim tarihleri arasında toplam 467 çağrı geldi. Bu çağrılar sonucu 142 vaka dosyası açılmıştır. 80 kişi ev içi şiddetle ilgili başvuru yaparken, 61 arama eş şiddeti ihbarı oldu. 99 aramaya hukuki bilgilendirme yapıldı, 41 arama ise karakola yönlendirildi. 14 aramada sığınak talep edildi.
Gelen çağrıların sekizi acil müdahale gerektiren vakalardı. Hatta gelen çağrıların önemli çoğunluğu İstanbul’dan. Çağrıların 67’si İstanbul, 27’si Ankara, 15’ i Gaziantep, 12’si İzmir, 11’i de Aydın’dan geldi. 31 çağrı da farklı illerden yapıldı.”
En büyük mağdur kadınlar ve çocuklar
Yardım hattının, Türkiye dışında yaşayanlar tarafından da arandığını belirten Güllü, hata 15 Ekim 2007’den günümüze toplam 80 bin 706 arama yapıldığını anlattı.
Güllü sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu aramalar içerisinde Türkiye’nin tüm illerinden gelen ihbarlarla birlikte çok sayıda ülkeden ev içi şiddet ihbarları yer alıyor. Ekim ayı içerisinde acil yardım hattını Almanya’dan dört çağrı geldi. İhbarlarda belirtilen ev içi şiddet mağdurların yaşları 1 ile 66 arasında değişiyor. Aramalar göstermektedir ki ev içi şiddet mağdurlarının büyük çoğunluğu kadınlardır (yüzde 91,9). Kadınlardan sonra ev içi şiddetin mağduru çocuklar (kız çocuk yüzde 4,1 ve çocuklar yüzde 2,4). Ev içi şiddet mağduru olarak belirtilen erkeklerin oranı ise yüzde 1,6.”
Şiddetin her türlüsü var
İhbar edilen şiddet vakalarının önemli çoğunluğu fiziksel ve psikolojik şiddet vakalarından oluşuyor (psikolojik şiddet yüzde 41,72 ve fiziksel şiddet yüzde 31,90). Bu şiddet türlerinin dışında, ihbar edilen şiddetin yüzde 15,95’i sosyal şiddet, yüzde 5,52’si cinsel şiddet ve yüzde 4,91’i ekonomik şiddet.
Eşler yüzde 60,4 oranla saldırganlar içerisinde en geniş grubu oluşturuyor.
Güllü, şu verileri paylaştı: “Eşleri, yüzde 21,6 oranla diğer aile üyeleri takip ediyor. Bu duruma ek olarak, bu ihbarlar göstermektedir ki kadınlar eşleri ve ev içerisindeki birinci derece akrabaları dışındaki şahıslar tarafından da şiddete uğruyor. Arada bir evlilik bağı olmadan da kadınlar duygusal ilişki içerisinde oldukları ya da duygusal ilişkilerini bitirmek istedikleri erkeklerin şiddetine maruz kalıyor. Çağrılarda kadınlar eski eşlerinden, eski veya mevcut erkek arkadaşlarından gördükleri şiddeti ihbar ettiler. Bunların dışında komşu, eşin ailesi, diğer akrabalar da acil yardım hattına gelen şiddet ihbarlarında saldırganlar arasında belirtildi.”
‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’
İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu ise konuşmasında, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediklerini söyledi. Medyada, giderek daha özenli olmaya çalışılsa da bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet haberlerinin verilişinde sorunların devam ettiğini belirten Moroğlu, “Medyanın kadına yönelik şiddet içeren haberde görselinin seçiminde ve içeriğinin hazırlanmasında kadının onuruna, kimliğine özen göstermesi çok önemli. Şiddet haberlerinin verilişinde basın meslek ilkelerine özenle uyulmalı şiddet, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapılmamalıdır” dedi.
‘Cinsiyet ayrımcılığı her yerde‘
TGC Başkanı Turgay Olcayto, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından kadın cinayetleri hızla arttığını söyledi. Bunun Türkiye için çok olumsuz bir adım olduğuna dikkat çeken Olcayto, “Kadın cinayetlerinin çoğundan ülkenin haberi olmuyor. Cinsiyet ayrımcılığı yurdun hemen her köşesinde yaşanıyor” dedi. TGC Kadın Komisyonu Başkanı Ayşegül Aydoğan Atatan da komisyonun hazırladığı, Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu’nun ilgili haberlerin doğru yazılmasına katkısını anlattı.
Kaynak: Diken
Tamamını okumak için tıklayınız
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
DetayAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
DetayDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
Detay