Bir kız çocuğu, 10 ayrı suçtan sabıkası olan Gökçek'ten korunamadı! Sığınma evinden nenesine bakmak üzere geldiği babaevinde katledildi. Her türlü şüphe ortadayken ve Sıla'yı, ailesini tehdit etmeye devam eden Gökçek ortalarda dolaşabildi…
6 muhalefet partisi liderinin 28 Şubat'ta kamuoyuna açıklayacağı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Paketinde” Avrupa Konseyi “İstanbul Sözleşmesi”ne geri dönüş kararlığı yer almalı. Türkiye; Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı döneminde (Ağustos 2014) yürürlüğe giren “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden 1 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla çekildi. Niye çekildi, bu sözleşmenin kime ne zararı vardı?
AKP iktidarının toplumsal cinsiyet eşitliği temelli olmayan ve kadına yönelik şiddetle mücadeleyi “koca evine itaat” olarak gören yaklaşımı, cins kıyımını önlemiyor. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, “Kadın cinayeti tanımında, suçun ısrarlı takibinde sorun yaşanıyor. İyi hal indirimini kaldırarak kadın cinayetlerini engelleyemezsiniz. Cinayeti koca işlerse kasten öldürmeye giriyor ve müebbet hapis cezası alıyor. Boşanan eş cinayeti işliyorsa, 7-8 yılda serbest kalıyor” diyor. TKDF geçtiğimiz yıl 80'i şüpheli, 367 kadın cinayeti işlendiğini açıkladı. Bu rakamlar büyük ölçüde İçişleri Bakanlığı verileri ile örtüşüyor.
Sorun bu kadar ortadayken; 6. Yargı Paketi'nde cinayetleri önleyecek düzenlemeler yapmak yerine, “iyi hal indiriminin kalkması” gibi alt başlıklarda iyileştirmeler yapma yoluna gidiliyor. Güllü, İstanbul Sözleşmesi'nin geçerli olduğu dönemde de uygulamada gerekli adımların atılmadığını vurguluyor. Kadınlar haklarını kullanmak istediklerinde karşılarına “erkek-kadın eşitliğini” dışlayan bir devlet mekanizması çıktı.
Örneğin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 81 İl Müdürlüğü'nün yalnızca 3'ünün başında kadın müdür bulunuyor. Ya da Pınar Gültekin cinayetinde olduğu gibi 10 duruşma yapılıyor, bunun 2'si yalnızca telefon kayıtlarının incelenmesi için harcanıyor. Yargıda yetkinlik sorgulanıyor elbette… Kadın çevresi, AKP'nin seçim yatırımı olarak “nafaka hakkının” süreli olmasını tartışmasından da tedirgin. Güllü, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı nafakanın yüzde 66 oranında ödenmediği açıklamasına dikkat çekiyor. Ortalama aylık 370 lira seviyesinde olan nafakada asıl sorunun tahsilat olduğunun altını çiziyor.
Kadına yönelik şiddetin neden olduğu boşanma davalarında “arabuluculuk” sistemi kadınların aleyhine işliyor. Konuyu İslami bakış açısıyla ele alan iktidara yakın işçi sendikası Hak-İş'in, işyerlerinde uzlaşma birimi kurması da buna bir başka örnek…
TKFD'nin, “Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı”na 1 Ocak-31 Aralık 2021 tarihleri arasında gelen şikayet istatistikleri kamuoyu ile paylaşıldı. Aramalardaki ihbarlar; 1 yaşındaki bebekten 80 yaşındaki insana kadar herkes ev içi şiddete maruz kalabildiğini gösteriyor. Şiddet görenlerin büyük çoğunluğunu 14-50 yaş arasında kadınlar oluşturuyor.
Toplam 6 bin 604 şikayet alınmış. Ev içi şiddete uğrayan her 10 şikayetten 9'u (yüzde 91.1) kadınlardan geliyor. Yüzde 7.2'si çocuklar, yüzde 1.6'sı erkekler tarafından yapılmış. Üçüncü cinsiyet olarak tanımlayabileceğimiz LGBTİ'lerin oranı ise binde 1 düzeyinde… Bildirim yapanların 35'i komşular, 1.418'i ise şiddet mağdurunun kendisi …
Şiddet uygulayanların yüzde 57.4'ü eşler olurken, yüzde 18.7'si aile içindeki (baba, anne, kardeş ya da evlat) gibi diğer bireyler… Şikayetlerin yüzde 39.44'ü fiziksel, yüzde 37.45'i duygusal, yüzde 12.19'u sosyal, yüzde 5.81'i cinsel, yüzde 5.10'u ekonomik şiddet olarak sınıflanıyor.
TKFD'in Ocak 2022 verisinde İstanbul'un bir önceki aya göre yüzde 67 artış göstermesi vahim… Onu yüzde 24 ile Ankara, yüzde 11 ile Aydın ve yüzde 9 ile Diyarbakır illeri izliyor. Yine aynı ay ev içi şiddetin yüzde 62'sinin evin içinden geldiği rapor edilmiş. Kadınlar en çok güvende olmaları gereken “evlerinde” tehdit altında yaşıyorlar…
Haber: Serpil Yılmaz
Kaynak: Milliyet
Click to read more
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
Detail
AKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
Detail
Dernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
Detail