Günümüzde ne yazık ki toplumda birçok birey doğrudan ya da dolaylı olarak şiddete maruz kalıyor. Araştırmalar, pandemi sürecinde güvenli alan sanılan evlerimizin şiddete maruz kalan çocuklar ve kadınlar açısından ne yazık ki virüsün kendisinden daha büyük tehlike barındırdığını gösterdi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun belirlemelerine göre pandemi sürecinde ülkemizde fiziksel şiddet yüzde 80, psikolojik şiddet yüzde 93, sığınma evi talebi ise yüzde 78 oranında artış gösterdi. 2021'de kadınlara yönelik şiddet bir önceki yılın mart ayına göre yüzde 38,2 arttı. Peki ya çocuklar? Aile yapısının çocukların gelişiminde önemli rol oynadığını belirten uzmanlar şiddetin öğrenilen bir davranış olduğunun altını çiziyor. Peki çocukları nasıl koruyacağız?
Öfke duygusu diğer duygular gibi insana ait temel duygular arasındadır ancak yıkıcı etkileri dolayısıyla sözel ve davranışsal olarak doğru ifadesi hayati önem arz ediyor. İnsanların çoğu zamanla saldırgan dürtülerini denetlemeyi ve toplum tarafından daha kabul gören etkinliklere yöneltmeyi öğrenirler. Bu öğrenimin temeli ilk olarak ailede gerçekleşir. Fiziksel ya da psikolojik olarak bir başkasına zarar veren her türlü davranış saldırganlık olarak tanımlanır. Dolayısıyla saldırganlığın içerisinde şiddet davranışlarını da barındırdığı söylenebilir.
Şiddet ise bireyin yaralanmasına ölümüne ya da biyo-psiko-sosyal açıdan gelişmesine engel olan her türlü davranış ve sözdür.
İster fiziksel ister psikolojik ögeler içersin; ister canlıya ister cansız bir nesneye yönelik olsun her türlü yıkıcı olan bir eylem olan şiddet bir sonuçtur. Bu sonuca nelerin etken olduğu konusunda bilinçlenmeden şiddet davranışını ortadan kaldırmak mümkün olamaz.
Saldırgan tutum ve davranışların ebeveyn tutumu, sosyo-ekonomik durum, toplum yapısı ve özellikle cinsiyete dayalı sosyal normlar gibi bir çok faktörle ilişkili olduğu söylenebilir.
Aile yapısı çocukların gelişiminde önemli rol oynuyor
Çocuk ilk sosyal deneyimlerini aile içerisinde deneyimler. Kişiliğin oluşumunda önemli bir yeri olan özdeşim kurmak, çocuklarda aile bireylerini modelleme yoluyla gerçekleşir. Böylece model alınan ailenin yapısı çocuğun ileriki yaşantısında, duygusal ve toplumsal gelişiminde belirleyici bir rol oynar. Bu noktada ebeveyn tutumları çok önemli hale gelir.
Klinik Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan, anlayışlı ve tutarlı ailelerde büyüyen çocukların ilişkilerinde daha sosyal ve duyarlı olduğunu, kendi duygu ve düşüncelerini ifade etme konusunda da başarı sağladığını belirtiyor. Bu tür çocuklarda davranışlarını denetleme becerisinin daha yüksek düzeyde olduğu da görülüyor.
Buna karşılık katı ve otoriter tutum sergileyen ailelerin çocukların ise duygu ve düşüncelerini daha çok saldırgan tutumlarla ifade etme eğilimindeler ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorluk yaşıyor. Katı ve otoriter tutuma maruz kalan çocuk, yaşamı boyunca sürekli birileri tarafından kontrol edilme ihtiyacı ya da aşırı kontrol etme ihtiyacı duyabiliyor. Yetişkinlikte ise ikili ilişkilerde güven ve anlayıştan uzak, baskıcı ve katı tutum sergileyebiliyorlar.
Dürtülerini denetleme yetisi düşük olan çocukların ebeveyn tutumlarının aşırı rahat, serbest her istediğini gerçekleştiren sınırların olmadığı tutumlar olduğu da dikkat çekiyor. Klinik Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan, dolayısıyla güven verici, destekleyici ve hoşgörülü tutumun sağlıklı bir psikososyal gelişim için oldukça önemli olduğunu belirtiyor.
Sözler ağızdan birkaç saniyede çıkıyor, izleri bir ömür kalıyor!
İhmal edilen çocukluk dönemi, olumlu davranışların yerine sürekli olarak olumsuz davranışların vurgulanması, hayal kırıklığı, aşağılanma ve öfkeye maruz kalma gibi olumsuz çocukluk yaşantıların saldıran davranışın altında yatan en temel etkenlerden.
Bu sebeple çocuğun öfkesinin altında yatan ihtiyaçları anne ve babalar tarafından dikkatle takip edilmeli.
ANLATMAK DEĞİL, KENDİ HAYATINIZDA DA UYGULAMAK GEREKİYOR
İlişkilerinizde tutarlı olun, istenilen davranışın gerçekleşmesinde ebeveynlerin eylemleri sözlerinden daha etkilidir. Örneğin çocuklarından arkadaşına vurmamasını, eşyalarını kırmaması isterken siz onlara istenmeyen bir davranışı ortadan kaldırmak amacıyla kaba davranırsanız çocuğunuzu ikileme düşürmüş olursunuz. Buradaki davranış öğrenimi çocuğun sadece çevresindekilerinin kendisine nasıl davrandığı ile ilişkili değildir. Çevresindeki bireylerin de birbirlerine nasıl davrandıkları, problem karşısında hangi tutumları sergiledikleri oldukça önemlidir. Ebeveynlerinin problemler karşısında şiddet davranışı gösterdiklerini gören çocuklar yetişkinliklerinde bunu sorun çözmede doğal bir seçenek olarak görebilir. Çünkü çocuklar sözlerinizden ziyade yaptıklarınızdan öğrenme eğilimindedir.
Çocuklara sürekli olarak neyi yapıp neleri yapmamaları konusunda uyarmak yerine istenilen davranışın nasıl yapıldığı ve niçin yapılması gerektiği gelişimsel sürecine uygun bir dil kullanılarak anlatılmalıdır. Sonuç olarak çocuğunuzun sağlıklı gelişimi için, ona güven duygusu aşılayın, yönlendirmeyin rehber olun, yeteneklerini keşfetmesine izin verin, doğru bir model olun, çocuğun arzu ve ihtiyaçlarını karşılayın ve sorunlarla baş ederken destekleyici tutum sergileyin.
Kaynak: Posta
انقر للقراءة كاملة
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
التفاصيلAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
التفاصيلDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
التفاصيل