Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na açılan kapatma davasının ikinci duruşması bugün İstanbul Adliyesi’nde görüldü. Duruşmada öldürülen kadınların aileleri tanık olarak dinlendi. Tanıklardan biri “Türkiye’de çocuklara tecavüz edilen dernekler var. Bunları kapatacaklarına halka hizmet veren bir derneğin kapatılmasını aklım almıyor” dedi.
İstanbul 13’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşma, yoğun katılım nedeniyle adliyenin büyük salonunda görüldü. Duruşmaya Türkiye’nin çeşitli kentlerinden avukatlar katılırken İsveç ve Hollanda Konsolosluğu’ndan temsilciler ile PEN Temsilcisi Caroline Stockford da duruşmayı takip etti.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Uçan Süpürge, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu da davaya katılım talep etti. Ancak müdahillik talepleri reddedildi.
Bu sırada TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi CHP milletvekili Jale Nur Süllü de gözlemci olarak salonda bulunduğunu söyledi, ancak hakim Süllü’nün ismini tutanağa geçirmedi. Salondakiler tepki gösterince Süllü ve CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca’nın ismi de tutanağa geçirildi.
Duruşmada ilk olarak avukat Rukiye Leyla Süren konuştu. Süren, davanın ilk duruşmasının 1 Haziran’da görüldüğünü hatırlatarak o günden bu güne kadar kadınların ve çocukların istismar edildiği 72 davaya katıldıklarını söyledi. Süren, o günden bugüne kadar 114 kadın cinayeti ve 76 şüpheli ölüm yaşandığını belirterek “Bizim yalnız yürümediğimiz gibi, onlar da yalnız yürümedi” dedi.
Emniyet Kayıtları Dernekle İlgili Değil
Avukat Sevda Nur Bayram da, mahkemenin emniyetten istediği belgelerin dernekle ilgisi olmadığını söyledi. Avukat Bayram, dernek yöneticilerinin emniyet kayıtlarıyla ilgili olan belgelerin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamasına yönelik olduğunu aktardı.
Avukat Bayram, mahkemenin istediği 16 belge arasında derneğin kuruluşundan önceki tarihlerden kayıtlar olduğunu söyleyerek dosyanın bu belgelerden oluştuğunu anlattı ve söz konusu belgelerin dosyadan çıkarılmasını istedi.
Aileler Tanıklık Yaptı
Avukatların beyanından sonra öldürülen kadınların aileleri tanık olarak dinlendi.
Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin: Kadınlar, duruşmada bize destek ve teselli verdiler. Eğer onlar olmasaydı ben belki de cezaevinde olacaktım. Türkiye’de çocuklara tecavüz edilen dernekler var. Bunları kapatacaklarına halka hizmet veren bir derneğin kapatılmasını aklım almıyor.
Muhterem Göçmen’in kızı Deren Melis Göçmen: Annemi 2013’te kaybettim. Platform o günden beri yanımızdan bir gün bile ayrılmadı. İnternette her gün kendimi nasıl öldürebilirim diye araştırırken kadınların nasıl daha iyi yaşayabileceğini araştırdım. Babam annemin aldığı takım elbiseyle indirim aldı. Onlar bizi yalnız bırakmadı, biz de onları yalnız bırakmayacağız.
Yeliz Kurt: Geçtiğimiz ağustos ayında Vestel’deki işimden haksız yere atıldım. Kadın Meclisleri’ne ulaşarak destek almaya başladım. Bunun karşılığında hiçbir talepte bulunmadılar. Davayı kazandıktan sonra içeride çalışan diğer kadınlar daha rahat çalışıyor.
Annesi öldürülen Emine Akdoğan: Annem 2021 yılında öldürüldü. Bizim eksik kaldığımız yerleri onlar tamamladılar. Yanımızda olarak acımızı hafifletmeye çalıştılar.
Avukat Tuba Torun da 109 Ailenin İmzaladığı Mesajı Okudu
Mahkeme, öldürülen kadınların tanık olarak dinletilmek istenen yakınları için davetiye çıkarılmasına karar verdi. Derneklerin katılma taleplerini reddeden mahkeme, bir sonraki duruşmanın 11 Ocak 2023, saat sabah 11’de görülmesine karar verdi.
Ne Olmuştu?
‘Nafaka mağduru’ olduğunu iddia eden bir kişinin, 2016’da Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) yaptığı şikayetler gerekçesiyle Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği hakkında soruşturma başlatıldı.
İstanbul Savcısı Mustafa Güner, Aralık 2021’de hazırladığı 1,5 sayfalık iddianamede ‘derneğin kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürüttüğü’ gerekçesiyle feshini talep etti.
Dernekler Kanunu’na göre derneklerin tüzüklerinde belirtilen çalışma konuları dışında faaliyette bulunamayacağını ve bunu yapan dernek yöneticileri hakkında öngörülen hapis ve para cezalarının hatırlatıldığı iddianamede, ‘derneğin amacı dışında faaliyet gösterdiği, dernek amacının kanuna aykırı hale geldiği kanaati oluştuğu‘ yazıldı.
Bu suçlama şikayet dilekçesinde de şu cümlelerle yer alıyordu:
“Derneğin kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı, kadınları ve çocukları yok sayarak bu kişiler üzerinden menfaat elde ettiği, toplumda kaos yaratıp mağduriyetleri artırmayı amaçladığı, Cumhurbaşkanı hakkında hakaret söylemleri olduğu, aileyi ve toplumu parçalamayı amaçladığı, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak gibi isimlerle terör faaliyetlerine katılan kadınları savunarak yayın yapıldığı…”
2010 yılında Münevver Karabulut cinayetinden sonra kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2012’de dernekleşti. Türkiye’nin 76 ilinde faaliyetlerini sürdüren dernek, kadın cinayetleri davalarını takip ediyor, öldürülen kadınların aileleriyle dayanışıyor, kadınlara yönelik hak ihlallerine karşı kampanyalar düzenliyor.
Kaynak: Diken
Click to read more
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
DetailAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
DetailDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
Detail