Human Rights tarafından hazırlanan Türkiye'de Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddetle Mücadele - Korumadaki Zaafların Ölümcül Sonuçları Raporu yayınlandı.
Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı şiddet vakalarının yüksek sayıda görülmesine rağmen, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nden çekildi. Bugüne dek bunu yapan tek ülke Türkiye oldu. Bu raporda Türkiye’de sorumlu kamu otoritelerinin ve karar vericilerin kadınları aile içi şiddetten koruma, şiddetin tekrarını önleme ve faillerden hesap sorma konusundaki sicilleri incelenmektedir. Mahkemeler ve kolluk görevlileri tarafından, Türkiye’de yürürlükte olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca verilen koruyucu ve özellikle de önleyici tedbir kararları raporda ele alınmaktadır.
Aile içi şiddet mağdurları ve onların avukatlarıyla, kolluk görevlileriyle, hakim ve savcılarla yapılan görüşmelerden yola çıkan rapor, kadınların polise veya savcılıklara şikayette bulunduğu, failin mağdurla ilişki kurmasını engelleyen önleyici veya, bir kaç vakada, bir sığınma evine yerleştirilmek gibi koruyucu tedbir kararları aldığı 18 vakayı ayrıntılı olarak inceliyor. İncelenen vakaların altısında, yetkililer tarafından risk altında olduğu bilinen ve korunmak amacıyla mahkeme kararı almış olan kadınlar, şiddet faili mevcut veya eski eşleri veya partnerleri tarafından yine de öldürüldüler. Diğer vakalarda ise kadınlar çok sayıda önleyici tedbir kararı çıkartmış, ancak şiddet failleri, mağdurla iletişime geçmelerini yasaklayan bu kararları defalarca ihlal etmişler ve şiddet döngüsü sürmüş.
İnsan Hakları İzleme Örgütü kadınların şiddetten korunması konusunda zaafların incelendiği araştırmada; önleyici tedbir kararlarını ihlal eden faillerin zorlayıcı yaptırımlara tabi tutulması, ceza kovuşturmalarının zamanında açılması, koruyucu tedbirlerin zorlayıcı yaptırımlarla uygulanmasını sağlamaktan sorumlu yetkililerden hukuk önünde hesap sorulması, yetkili makamlar arasındaki eşgüdümün geliştirilmesi ve koruma çerçevesindeki zaafların tespit edilebilmesi için veri toplamanın iyileştirilmesi gibi bir dizi tavsiye sunuyor.
Raporun
انقر للقراءة كاملة
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
التفاصيلAKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
التفاصيلDernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
التفاصيل