Türkiye, Birleşmiş Milletler’in 2015 yılında kabul ettiği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) doğrultusunda, temiz suya erişim ve su kaynaklarının korunması konusunda uluslararası taahhütlerde bulunmuştur. Bu kapsamda özellikle SKA 6.1, 6.2, 6.3, 6.4 ve 6.5 maddeleri, hükümete suyun kalitesinin korunması, suyun sürdürülebilir ve verimli yönetilmesi, herkes için güvenli içme suyu sağlanması gibi sorumluluklar yüklemektedir.
Ancak Kanal İstanbul Projesi, İstanbul’un başlıca içme suyu kaynakları olan Terkos Gölü, Sazlıdere Barajı ve Küçükçekmece Gölü üzerinde geri dönülmez tahribatlara yol açarak bu taahhütlerle açık bir şekilde çelişmektedir. Projenin hayata geçirilmesi durumunda:
· Temiz ve güvenli suya erişim tehlikeye girecek (SKA 6.1-6.2),
· Su kaynaklarının kalitesi bozulacak (SKA 6.3),
· Suyun verimli ve sürdürülebilir kullanımı sekteye uğrayacak (SKA 6.4),
· Su yönetiminde ekosistemlerin korunması ilkesi ihlal edilecektir (SKA 6.5).
Kanal İstanbul yalnızca bir altyapı projesi değil, aynı zamanda milyonlarca insanın su hakkını tehdit eden bir çevre felaketidir. Türkiye’nin, tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere ve gelecek nesillerin yaşam hakkına sahip çıkması bir zorunluluktur.
Bu nedenle, hükümeti ve ilgili tüm kurumları, Kanal İstanbul Projesi’nden derhal vazgeçmeye ve su kaynaklarımızı koruma yükümlülüklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
Bugün susarsak, yarın susuz kalırız.
Tüm vatandaşları, çevre örgütlerini ve karar vericileri; Kanal İstanbul’a karşı sesimizi yükseltmeye, su hakkımıza ve ortak geleceğimize sahip çıkmaya davet ediyoruz
Canan GÜLLÜ
TKDF BAŞKANI
